Dinimizin, kültürümüze en önemli katkılarından biri mimarimize kazandırdığı ruh olmuştur. Türkler İslam’a girdikten sonra, İslam’dan aldığı feyiz ile çok güzel camiler, minareler, kervansaraylar, çeşmeler, sebiller, köprüler, ribatlar yapmışlardır.
İslam’a yeni katılmanın coşkunluğu içindeki Karahanlılar zamanında –kubbenin merkezî ve hakim rol oynadığı– hacim ve kütle kompozisyonları cami mimarisine girmiştir.
Gazneli ve Karahanlılar bütünüyle Türk-İslam dünyasına özgü yepyeni bir minare tip ortaya çıkarmışlardır. Tuğladan son derece zengin süslemeli ve zarif yapılar olan bu Orta Asya minareleri, dört köşeli erken İslam minarelerinden çok farklıdır. Sonradan Selçuklular ve Osmanlılar zamanında büyük gelişmeler gösteren bu keskin etkili silindirik ince uzun minare tipi Avrupa içlerine kadar uzanmıştır.
Selçuklu Türkleri kervansaraylarla İslam dünyasına giren orta avlulu dört eyvanlı standart şemayı cami mimarisine de sokmuştur. Hatta şema ile kubbeli kübik anıtsal mekanı kaynaştırmak İslam dünyasına yeni bir cami tipi daha hediye etmiştir. Bunların en güzel örnekleri İran kentlerinde Selçukluların yaptırdığı mescid-i cumalardır.
Mimaride kullanılan iç ve dış tezyinatlar İslam kültüründen motiflerle yapılmaktaydı. Ma’kili veya Kufî sitilde yazılmış Allah, Muhammed veya Ali yazıları bazen bir minber korkuluğunda ince uzun şerit halinde uzanır, bazen bir minare şerefesinin başlangıç kısmında bir kuşak gibi dolanır. Allah’ın ezeli ve ebediliğini simgeleyen geometrik desenler, vitraylar güzel yazılar, İslam’ın birbirinden enfes, çeşitli akisleridir. Hatta daha derin düşünenler için kubbelerin, minarelerin, sütunların sayılarında bile birer İslamî mâna gizlenmiştir.
Seyhan Irmağı kenarında görkemli bir yapıya sahip olan 6 minareli Sabancı Cami'nin 32 metre çapındaki kubbesi sekiz fil ayağı üzerine oturmaktadır. Kubbenin namaz kılınan kottan itibaren yüksekliği 54 metre’dir. Ana gövdeye bitişik dört minare 99 metre, son cemaat mahallindeki iki minare ise 75 metre yüksekliktedir.
Cami, 4 ders odası, 10 itikaf odası, imam ve müezzin odaları, sohbet odaları ve şadırvan ile her türlü imkana sahiptir.
Camide bulunan hat eserlerinin tamamı, Hattat Hüseyin Kutlu’ya aittir. Cami çinileri, klasik İznik çinisi tekniği ile yaptırılmıştır. Kıble cephesinde bulunan dört adet pano, büyüklük bakımından dünyada en büyük cami panolarıdır
ADANA SABANCI CAMİ



MALATYA ULU CAMİ
Battalgazi ilçesinde (Eski Malatya) bulunan bu cami Selçuklu hükümdarı Alaaddin Keykubat zamanında 1224 yılında inşa edilmiştir. Kitabesine göre mimarları Yakup bin Ebubekir el-Malati ve Mansur bin Yakup’tur. Tuğladan yapılmış kısımlar ilk cami şeklini, taş olanlar ise daha sonra yapılan ilaveleri gösterir. Dört eyvanlı plan ile İran’daki Büyük Selçuklu camilerinin Anadolu’daki ilk ve tek örneğidir. Mihrap önü kubbesine bitişik, ortasında bahçesi ve havuzu ile iç avlu, planın esasını meydana getirmektedir. Firuze ve patlıcan moru çini mozaiklerden geometrik yıldız ve geçmeler, kemer yüzünde kalmış olan kitabe ve yine zikzak biçiminde çini mozaiklerle kaplı sütunlar caminin göz alıcı süslemeleridir. Kubbe iç yüzeyi tuğla kaplamalı muazzam bir çini süslemeye sahiptir. Kubbe etekleri ise üçgenlerin geometrik sanatı şeklinde örgü tuğlalar ile süslenmiştir. Cami ilçe merkezinde olup haftanın her günü ziyaretçilere açıktır.
2. Başlık

